Yeni bir güne başlarken ihtiyacım olan tek şeyin aslında bir kahve olduğunu farkettim,bir süredir olağandışı bir olay olmuyordu ve aradan geçen zaman beni haliyle olgunlaştırmıştı.Zaman yolculukları,bilimkurgu hikayelerinden fırlayan karakterler bünyemi o kadar yormuştu ki sanırım ilginç bir olaya rastgelsem bile bunu farkedecek gücüm yoktu.İçiyordum,kafeinin kötü kollarına o kadar düşmüştüm ki,neden bu kadar içtiğimin bile farkına varabilmem yaklaşık 2 hafta sürdü...
Özlemiştim,gerçekliği değil anormalliği özlemiştim.Uçmayı,kaçmayı,ışınlanmayı,ellerimin üstünde yürümeyi özlemiştim.Kapısını haftalarca açmaya çalıştığım ancak başaramadığım o beyaz,duvarları yumuşak odanın içerisinde yalnızca bedenim değil,hayalgücümde sıkışmıştı.
Sessizlik hüküm sürüyordu,sanki bağırmak istesen de ses dışarı gitmeyecekmiş hissi uyandırıyordu.Hem neydi bu duvarlardaki yastıklar allahasen?Ben zaten ölmeyi sevmem ki dostum,ölmek kötüdür,insanları arkanda bırakmak kötüdür.Zaten istesemde ölemem ben,ölümsüzüm ama yalnızlık en büyük işkenceymiş gerçekten.Ölmekten beter.
Sait'in de dediği gibi bir hişt sesine muhtaçtım,"nereden gelirse gelsin;dağlardan,kuşlardan,denizden,insandan,,hayvandan,ottan,böcekten,çiçekten...bir hişt hişt sesi gelsin"
Dostum,daha dışarı yeni çıkmıştım ki havada salvo yapan kuşlarla karşılaştım.Sanki kuşlar benim burdan çıkışımı haftalardır bekliyormuş ve çıkınca mutluluktan bunları yapıyorlarmış hissine kapıldım.Deniz kıyısına gittim denizle konuştum,ben yokken çok değişmiş buralar,mahalle,insanlar...
Rahmet amca ölmüş dostum,biliyor muydun? Rahmet amca ölmüş.Ne kadar aramızdaki bağ iyi olmasa da Rahmet amcayı severdim ben,Allah rahmet eylesin.Gülsüm abla taşınmış,şimdi kim bana kendi yaptığı o özel patatesli böreklerden getirecek?Yeni hayatıma alışmam zor olacak ancak yanımdaki en büyük destekçim,Sait,onunla bu hayata adapte olabilirim.
Evet Sait,bildiğin Sait,Sait Faik Abasıyanık olan Sait.
(Size bir sır vereyim Sait'in abası falan yok, tamamen nüfus müdürünün ibneliğiymiş.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder