Yine bir cumartesi sabahının
verdiği güneş ışıklarıyla uyanıyorum bugün. Hafta sonu işe gitmek zorunda
değilim, bu güzel bir şey. Zombi
artıklarını temizlemek artık o kadar yormaya başladı ki narin bedenimi, ellerim
artık günden güne zombi pisliklerinin asidinden erimeye başladı. Bu lanet olası
zombiler masa başında çalışmakta oldukça başarılı olmalarına rağmen, nasıl
oluyor da kalkıp tuvalete gitmeyi beceremiyorlar? Bu sabah kahve içmeyeceğim.
Her sabah koku duyumu köreltmek için kokladığım sarımsaklar burun deliklerimde
kalıcı hasar bırakmakla birlikte tat alma duyumu da öldürdü sanırım. Kahvenin
tadını alamıyorum. Kulbu kırılmış çekmecemden biraz sonra çıkartacağım altında
nokta kadar delik olan çoraplarımı giyip dışarı çıkmak istiyorum. Hem belki Sait
Faik de gelir. Bugün o da izinli. Geçen haftasonu birlikte lunaparka gitmiştik.
4 cücenin içeri girenleri korkutmaya çalıştığı korku treninde Sait Faik’in korkmamasına
şaşırmamıştım. Ancak yüzündeki bu memnunsuz durum beni de derin düşüncelere resmen
saplamıştı. Bataklık gibi batıyordum sürekli olarak. Nasıl bu hale geldik. 5
senedir bu dünyadan nasıl çıkamadık anlam veremiyordum. Doğduğum yerde, Rahmet
amcanın yumurtalıklarını sıkarak ona istiklal marşını tersten okuturken,
polislerin üstüme tükürerek beni öldürmelerine razıydım. Buradan çok sıkıldım.
Sait Faik ile buluşmam gerekiyor.
Sıkışıp kaldığımız bu dünya
sanırım geceleri rüyamda gördüğüm olaylar yüzünden. Her gece rüyamda uykumdan
uyandığımı ve bana mavi bir hap içirdiklerini görüyorum. Bir sedyede uyanıyorum
ellerimin ayaklarımın ve bağlı olduğunu farkediyorum. Ardından odadaki kapının
üstünde bir kırmızı ışık yanıyor ve odaya yüzlerini henüz göremediğim ancak
insan görünümünde olduklarını anotomilerinden anladığım, kokuları sürekli
değişen dolayısıyla farklı kişiler olduğunu tahmin ettiğim varlıklar tarafından
zorla mavi hap içmeye maruz bırakılıyorum. Bu bir döngü. 5 yıldır bu kapana
sıkışmamızın tüm sebebi bunlar. Tahmin etmedikleri belki de tahmin edemekleri
ise yaklaşık 1 haftadır bu mavi hapları içmeyip tuvalete götürdüklerinde
ağzımdan lavaboya tükürmem. 1 haftadır sabahları uyandığımda daha dinç ve daha
rahat hayal kurabilir durumdayım. Sait Faik’i bulmam gerekli. Evine gitmeliyim.
Artık otobüs kullanmayacağım.
Hafta içi her gün mesai saatlerinde pisliklerini temizlediğim zombilerin
kullandığı otobüslere binmek zoruma gidiyor. Ahırımdan atımı alıp öyle yola
koyulacağım ancak bu vampir polislerinden sıyrılmanın bir yolunu bulmak zorundayım.
Bunlar oldukça sinsi yaratıklar. İşlediğiniz ya da işleyeceğiniz en ufak suçu
gerçekleştirmeden önce kokusunu alıp sizi enseleyebiliyorlar. Bu yüzden 1 hafta
önce internetin derinlerinde ticaret gerçekleştiren gizli bir vampir düşmanı insan
grubunun forum sitesinden aldığım kurtadamı, dışarıya salmak zorundayım.
Böylece onlar kurtadam ile oyalanırken ben de rahatça atıma atlayıp Sait Faik’e
gidebilirim.
Sait?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder